Yükleniyor, lütfen bekleyiniz.

TEDx Ibn Haldun University Etkinliğinde Tema 'Fikrî Bağımsızlık ve Özgürleşme'ydi

20.07.2019
TEDx Ibn Haldun University Etkinliğinde Tema 'Fikrî Bağımsızlık ve Özgürleşme'ydi
TEDx etkinliklerinin ilki, 18 Temmuz Perşembe günü Başakşehir Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi.

İbn Haldun Üniversitesinin, farklı kesimlerden farklı tecrübelere sahip insanları bir araya getiren TEDx etkinliklerinin ilki, 18 Temmuz Perşembe günü Başakşehir Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. “TEDx Ibn Haldun University” etkinliği kapsamında birçok ünlü ve özgün isim, “Fikri Bağımsızlık”, “Açık Medeniyet” ve “Zihnî Özgürleşme” temaları etrafında konuşmalar gerçekleştirdi. Gün boyu süren programa özellikle gençler yoğun ilgi gösterdi.

Fikrî Bağımsızlık: Neyden? Nasıl?

TEDx etkinliğinde “Bağımsız Düşünme: Çemberin Dışından Düşünmeyi Öğrenmek” üzerine bir konuşma yapan Rektörümüz Prof. Dr. Recep Şentürk, eğitimin ve genelde eğitim kurumlarının, özelde ise üniversitelerin amacına ve içeriğine değindi. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Mcdonald tipi eğitimin yaygınlığından bahisle “Bakışlarımızı eğitim kurumlarının rolüne çevirmek durumundayız” diyen Prof. Şentürk, “Eğitim, fikirleri enjekte etmek ve belli bir görüşü/düşünceyi/ideolojiyi mutlak bir doğru imişçesine sunmak mıdır yoksa nasıl düşünüleceğini ve mukayese metodlarını verip tüm fikirleri bir arada sunmak mı olmalıdır” sorusunu yöneltti. Eğitimin fikrî bağımsızlık hedefi doğrultusunda verilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Şentürk, eğitim kurumlarının da varlık gayesinin bu olması gerektiğini belirtti. Bize bizim irademiz dışında çizilen sınırların dışına çıkmakla ancak entelektüel olarak bağımsızlığı ve özgünlüğü yakalayabilir ve fikren bağımsız insanlar yetiştirebiliriz. Fikrî bağımsızlık denince akla “neyden” ve “nasıl” sorularının gelebileceğini ifade eden Prof. Şentürk, özetle şu hususların altını çizdi: “İlk sorunun cevabı (1) Avrupa-merkezcilikten ve her türlü konu ve soruna Avrupa-merkezci bakış açısından; (2) ırkçı ve sömürgeci medyanın tasallutundan ve endoktrinasyonundan; (3) egoizmden sıyrılmak ve bağımsızlığımızı kazanmak… Peki nasıl? (1) Karşılaştırmalı eğitim ve tüm medeniyet birikimlerinin bir arada sunulup mukayese edilmesiyle, Avrupa-merkezcilikten; (2) eleştirel düşünme ile medyanın yıkıcı etkisinden; (3) şahsiyet eğitimi ile egoizmden kurtulmamız mümkün…”

“Bir B Planımız Yok, Çünkü…”

Türk Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, TEDx etkinliğinde “Global Hedefler Işığında Kızılay’ın 2030 Vizyonu” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi. Son raporlara göre bugün dünyada 2 milyar insanın, bırakın yemek ve barınmak, temiz suya dahi ulaşamadığını; her gün 20.000 insanın savaş, terör ve benzeri sebeplerle yurtlarını geride bırakıp göç ettiğini, kamplarda yaşadığını; her yıl 6 milyon çocuğun elverişsiz yaşam şartlarından dolayı öldüğünü; milyonlarca insanın savaş, terör ya da doğal afetlerle öldüğünü ve yaralandığını; tüm bu olumsuz tabloya rağmen devletlerin ve bireylerin milyarlarca dolarını hâlâ silah alımına ya da kozmetik sektörüne harcayabildiğini aktaran Kınık, “bir B planımız yok çünkü yaşayabileceğimiz başka bir gezegen, bir B gezegeni yok” sözleriyle böyle bir ortamda insani yardım kurumlarının sürdürülebilirliğinin önemli olduğunun, özellikle toplumu güçlendirerek ve toplumsal bilinci yükselterek bu meydan okumanın üstesinden gelinmesi gerektiğinin altını çizdi. Halen 7 milyon gönüllüye sahip büyük ve köklü bir kurum olan Kızılay’ın sürdürülebilir bir ekonomik altyapıya sahip olması ve kurumsal yapısını güçlendirmek için, iyi yönetim, şeffaflık ve yenilikçilik ilkeleri çerçevesinde yaptıkları çalışmalardan da bahseden Kınık, bu çerçevede hazırladıkları stratejik planın; (1) malî sürdürülebilirlik, (2) insanlara sağlıklı yaşam ve sağlıklı yaşlanma becerileri kazandırma, (3) özellikle afet yönetimini kurumsaldan toplumsala yayma, (4) çevreyi koruma ve israfı önleme, (5) eğitim faaliyetlerine destek verme, gibi hedef ve uygulamalara sahip olduğunu aktardı ve kısaca bu hedefler hakkında bilgiler verdi.

Batı-Merkezci Olmayan Bir Uluslararası İlişkiler Teorisi Mümkün mü?

Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyemiz Dr. Erik Ringmar, TEDx etkinliğinde “Batı-Merkezci Olmayan Bir Uluslararası İlişkiler Teorisi Ne Demektir” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi. Uluslararası İlişkiler alanında yapılan akademik çalışmalara uzun yıllardır Batılı kavram ve teorilerin hâkim olduğuna ve Batı yanlısı bir önyargının varlığına dikkat çeken Prof. Ringmar, özellikle gelişmekte olan ve tarihsel birikiminden dolayı büyük bir özgüvene sahip olan ülkelerin bu durumdan memnun olmadığını dile getirdi. Prof. Ringmar’ın sömürgecilik öncesi döneme, Batılı teroilerin yayılım sürecine, ulus-devlet inşalarına, başarısız girişimlere ve özel olarak Osmanlı tecrübesine dikkat çektiği konuşmasının tamamına linkten ulaşabilirsiniz.

Dilleri Sevmek ve Sevdirmek

Ülkemizin her köşesindeki okullara ulaşarak, öğrencilerin yabancı dile karşı tedirginliklerini ve önyargılarını kırmalarına yardım eden ve bünyesinde 15- 25 yaş arası genç girişimcilerin fikirleri destekleyen Seda Yekeler Eğitim Vakfı (SEYEV) kurucusu Seda Yekeler, TEDx’te “Sen Genetiğinden Daha Fazlasısın” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi. “Benim entelektüel bağımsızlığım, dilleri sevmekle ve sevdirmekle başladı” sözleriyle konuşmasına başlayan Yekeler, kendi hayat tecrübesinden ve kurduğu vakfın faaliyetlerinden kısaca bahsetti. Gençlere hiçbir şeyden şikayet etmemeleri, çalışmaktan çok öğrenmeyi sevmeleri ve imkanlarını geçici konforlara feda etmemeleri tavsiyelerinde bulunan Yekeler, hayatın genişliğinin, yani yaşanan anlara ne kadar çok tecrübe sığdırılabildiğinin, hayatın uzunluğundan daha önemli olduğunu söyledi.

Yapay Zekanın Felsefesi ve Metafiziği

Milli Eğitim Bakan Danışmanı Gökhan Yücel’in konuşma konusu ise yapay zekanın felsefesi ve metafiziği idi. Son 10 yıldır yapay zekanın sosyal, ekonomik, eğitim ve jeopolitik ayaklarına odaklandığını fakat işin ucunun hep önemli felsefi ve metafizik tartışmalarına gittiğini belirten Yücel, dinleyicileri geçmişten günümüze panoramik bir bakışla yapay zeka hakkında verilen eserler, yapılan tartışmalar ve gelinen noktayı özetledi. Yapay zekanın geçirdiği hızlı atılım sürecinin beraberinde birçok felsefi ve ahlaki soruyu da getirdiğini belirten Yücel, yapay zekanın insanlığın kurtarıcısı mı yoksa insanlığı kendine köle edici mi olacağının halen belirsizliğini sürdürdüğünü aktardı. Claude Addas’ın “Muhyiddin İbn Arabi & Kibrit-i Ahmer’in Peşinde” kitabına ve kibrit-i ahmer olgusuna da atıf yapan Gökhan Yücel, “uyanmamız ve farkına varmamız için daha çok transdisipliner, interdisipliner çalışmalara ihtiyacımız var” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

Avrupa-Merkeziyetçilik: Çok Katmanlı Bir Olgu

TEDx etkinliğinde Tarih Bölümü Başkanımız Prof. Dr. Halil Berktay da bir konuşma gerçekleştirdi. “Avrupa-Merkeziyetçilik: Çok Katmanlı Bir Olgu” konulu konuşmasında Prof. Berktay, sosyal bilimlerin kuruluş döneminde, 18. ve 19. yüzyılın başlarında, Avrupalıların dünya hakkında çok az şey bildiklerini aktardı. Dünyanın geri kalanına, onların marjinalleşmeye eğilimli olduklarını söyleyerek kendi bildiklerini aldılar ve onları yeni bir sosyolojik düzene koydular. Yatay dünyayı hiyerarşik bir dünyaya dönüştürdüler; Batı dışı dünyayı “henüz medenileşmemiş” olarak nitelendirdiler. Çok daha sonraları onları medeniyetler olarak gördüler, ancak onları “normal” ve “anormal” olarak sınıflandırdılar, Batı’yı aktif, diğerlerini “pasif”, Batı’yı dinamik, diğerlerini tembel olarak nitelediler ve gördüler. Prof. Berktay, konuşmasının devamında böyle bir sosyal bilimler düzeninde dinlerin konumlandırılışından da bahsetti.

İnsanlık Hali ve Medya

Medya ve İletişim Bölümü Başkanımız Dr. Öğr. Üyesi Hakkı Öcal, TEDx etkinliği çerçevesinde yaptığı konuşmada medyanın insanlık halini nasıl etkilediğine dair bir sunum yaptı. Hayatta yaşadığımız her şeyin aslında kendimizin farkına varmamız için bir araç olduğunu kaydeden Öcal, insanlık halinin aynı zamanda insanların doğal olarak sahip oldukları söylenen düşünme, hissetme ve hareket etme biçimlerini içeren bir özellikler paketi olduğunu ifade etti. Buna göre; doğarız, büyürüz, aklımızı kullanırız, akıl yürüterek sorunlarımızı çözeriz ancak o zaman biz öz-varlıklar olarak doğamız hakkında konuşabiliriz. Sonra var olduğumuzu hissederiz; bunun adı kendini tanımadır. Psikolojinin insan doğasını anlamak için birçok teori sunduğunu belirten Öcal, bu teorilerin hepsinin ortak yanının insan iletişimine bağlılık olduğunun görüldüğünü, Hannah Arendt’in bunu 1958 yılında yazdığı “The Human Condition” adlı kitabında serimlediğini söyledi. Profesör W. Barnett Pearce tarafından 1988'de “Communication and the Human Condition” başlıklı çalışmaya da değinen Öcal, bu kitapta Pearce’ın iletişim içinde yaşadığımız öncülünden yola çıkarak, çeşitli kültürlerde ve eski çağlarda yaşayan insanların yalnızca farklı şekilde iletişim kurmakla kalmayıp aynı zamanda farklı şekillerde iletişim kurdukları için farklı insan olma yollarını deneyimledikleri iddiasını da aktardı. Yaşadığımız yüzyılda, iletişimin insanlık için her zamankinden çok daha önemli ve merkezî olduğunun keşfedildiğini, artık iletişim teorisinin, tüm hayatı, sosyal kurumların ve kültürel geleneklerin şekli, sosyal pratikleri ve “sosyal düzenin şiirleri”ni kapsaması gerektiğini söyledi.

Kendi Gelişiminde Aktif Bir Rol Al

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Öğretim Üyemiz Dr. Munirah Mohamed Alaboudi, “Kendi Gelişiminde Aktif Bir Rol Al” başlıklı konuşmasında insanı, tomurcuk halinden açmış haline bir çiçeğe benzetti ve savaş nedeniyle Türkiye'ye göç eden Suriyeli bir mültecinin, yaşamlarında başarıya ulaşmak için tüm insanlara yazdığı bir tavsiyeyi paylaştı: “Başarı hikâyenizi başlatmak için kendinize saygı duyun, insanlara saygı duyun ve hayatınızda aktif rol oynayın. Dr. Öğr. Üyesi Alaboudi, toplumun anlamlı bir üyesi olmanın yolunun; olumsuzluklardan uzak durmak, korkuyu yakıt olarak kullanmak, kendimizi destekle çevrelemek ve son olarak merakımızı takip etmekten geçtiğini de sözlerine ekledi. TEDx etkinliğinde Diller Okulu Öğr. Görevlisi Suzanne Marie Hitto’nun gerçekleştirdiği “Hayat Bir Maratondur” ve Zia Ahmad Eshanzada’nin “İnsan Olan Hiç Bir Şey Bana Yabancı Değil” başlıklı konuşmalarının yanı sıra; lisansüstü öğrencilerimizden, Abdullah Harun İlhan, “Yüzler”; Mariam Yasmin, “Büyük Veri”; Fatih Cihan Zent, “Hint ve Türk Makamlarındaki Benzerlikler”; Heba Al-Heraki, “Drama ve Gönüllülük”; Muhannad Abu Mahfouz, “Hayalin Konforlu Alanının Dışında”; Zulkarnain Mohammed, “Neden Afrika’da Sanayiden Çok İbadet Yerleri Var”; Intissar Rebouh, “İnsanlık Geçmiş Hatalarından Nasıl Ders Çıkarmıyor”; Essam Daod, “Mültecilere Nasıl Zihinsel Sağlık Desteği Verebiliriz” konulu birer sunum yaptılar. Geniş bir dinleyici kitlesinin gün boyu ilgiyle dinlediği “TEDx Ibn Haldun University” etkinliği, katılımcılara hediye takdimi ve hatıra fotoğraflarının çekimiyle son buldu.

Fotoğraflar