İlm-i Nefs ve Modern Psikoloji Diyoloğu’nun dördüncüsü İbn Haldun Üniversitesi Başakşehir kampüsünde gerçekleşti. İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Şentürk ile Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Medaim Yanık, “Mutluluk: Arzuların Tatmini mi, Terbiyesi mi?” konusunu ilm-i nefs ve modern psikoloji perspektiflerini mukayese ederek ele aldılar.
İbn Haldun Üniversitesi’nin sosyal medya hesaplarından canlı olarak yayınlanan programda Prof. Şentürk, mutluluğun insanlara kazandırılmasının psikoloji bilimini aşan bir şey olduğunu, mutluluğun dinin bir konusu olarak ele alınması gerektiğini söyledi. Prof. Şentürk, “Mutluluğun nasıl olması gerektiği konusunda bir muğlaklık yok. Dünyanın en mutlu insanı Hz. Muhammed (s.a.v.)’dir ve mutluluğun ne olması gerektiğinin somut modelini ortaya koymuştur. Yaşadığı dönem asrı saadettir, yani mutluluk çağıdır. Bu noktada, modern mutluluk anlayışıyla, Peygamberimizin temsil ettiği ve toplumsal olarak da somut bir şekilde ortaya koyduğu anlayışın çok farklı olduğunu görmüş oluyoruz. Dolayısıyla ilm-i nefsin amacı, insanları mutlu etmektir diyebiliriz. İlm-i nefs bu noktada gayet açık.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Medaim Yanık ise, uhrevi bir şey yaşamanın mutluluğu arttırdığını, bu durumu modern psikolojinin de kabul ettiğini belirtti. Prof. Yanık, “Mutluluğun insan için önemli bir gösterge olduğu kanaatindeyim. Mutluluğu ve mutluluğun içerdiği anlamları konuşmayı seven biriyim. Modern psikoloji manevi bir şey yaşamanın, mutluluğu arttırdığını kabul ediyor. Modern psikoloji dürtülerin kontrolü konusunda ilm-i nefsten çok farklı değil.” şeklinde konuştu.
Prof. Şentürk, ilm-i nefse göre, aklı ve kalbi olan bir insanın sadece materyal kriterlerle mutlu olmayacağını, manevi birtakım şeylerin de devreye girmesi gerektiğini dile getirerek, ilm-i nefsin insanın mutlu olabilmesi için kanaat sahibi olmasını tavsiye ettiğini, modern sosyal bilimlerin mutluluktan ziyade kişinin kendisini iyi hissetmesini ölçtüğünü söyledi.
Arzu ve heveslerin helal dairesi içerisinde terbiye edilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Şentürk, şöyle konuştu: “Dinin amacı insanı mutlu etmek. Bu da iki kelimeyle ifade ediliyor; salah ve felah. Salah, mutluluk içinde yaşamak anlamında; felah ise, daha çok uhrevi anlamda kullanılıyor. Dolayısıyla dinin amacı, insanı hem dünyada hem de ahirette mutlu etmektir. Ama Hinduizm, Budizm gibi bazı dinler, insanın bu dünyada bütün arzularını bastırmaları gerektiğini, tamamen ahirete yönelmeleri gerektiğini iddia eder. Genelde bu arzular dini veya ahlaki olarak sınırlandırmadığı zaman işte böyle materyalist yaklaşım ortaya çıkmış oluyor. İslamın yaklaşımı bunun ortasında. Arzuların terbiye edilmesi, öldürmeyeceğiz ama sınırsız bir şekilde de bırakmayacağız. Terbiye edilmesi helal daire içerisinde olacak.”
Prof. Yanık ise, ilm-i nefsin mutluluk araştırmalarına önemli bir katkı sağlama potansiyelinde olduğunu ifade etti. Prof. Yanık, “İlm-i nefsin zihin modelinin çok kullanışlı olmadığını her zaman söylüyorum, ama mutluluk ve iyi oluşla ilgili çok önemli katkısı olduğu kanaatindeyim. Bir kişinin hayatında bir akış yaşantısı olması mutluluğa katkı sağlar. Bazen bir entelektüel için muhabbet etmek güzel zevklerden biridir. Sizin için bir akış yaşantısı oluşturuyorsa yemek yapmak da, bir marangozun ağaca şekil vermesi, dağcının tırmanma süreci de kişiye akış yaşantısı sağlar. Akış yaşantısı zihnin endişeden uzak, doğal hali ile bir akma halidir ve bu huzur halini verir. Bu Türkçe’de en iyi vecd kelimesi ile anlatılabilir.” ifadelerini kullandı. İlm-i nefsin amacının, nefsani ve şeytani duygulardan kaynaklanan ihtiyaçların tatmini ile vecd halini yaşamak olmadığını, bilakis böyle bir gafletten insanı uyandırmak olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şentürk, ilm-i nefsin insanı akli ve kalbi mutluluklara yönlendirdiğini belirtti.
Prof. Şentürk de, “İlm-i nefse göre insan nefsinin mertebeleri var. Bu mertebelere göre insanların zevk aldıkları şeyler değişir. Nefs-i emmare mertebesinde olan bir insan nefs-i emmareyi tatmin edecek şeylerde vecd halini yaşayabilir. Bir gayrı meşru işi yaparken, mal mülk edinirken, güzel yemekler yerken o vecd halini yaşayabilir. Ama nefs-i mutmain halinde olan bir insan, çok farklı durumlarda bu vecd halini yaşar. Örneğin; birisi yerken, öteki oruç tutarken o vecd halini yaşar.” değerlendirmesinde bulundu. Mukayeseli insan ontolojisi ve psikolojisinin işlendiği “İlm-i Nefs ve Modern Psikoloji Diyoloğu” programı 6 hafta boyunca her Çarşamba saat 16:00’da İbn Haldun Üniversitesi Başakşehir yerleşkesi Mukaddime salonunda sürecek. İnteraktif olan program, internet üzerinden canlı yayınlanmaya devam edilecek ve duyurulan hashtag ile sosyal medyadan gelen sorular, sohbetin ardından Prof. Şentürk ve Prof. Yanık tarafından yanıtlanıyor.