Üniversitemizde düzenlenen Entelektüel Etkileşim Buluşmaları serisinin üçüncüsü, “Kadının İş Yaşamındaki Yeri” konusuyla, 11 Mart Salı günü 13.00’te, Yönetim Bilimleri Fakültesi Amfi’de gerçekleştirildi. Prof. Dr. Mahmut Arslan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen etkinliğin konuşmacıları Günseli Kato ve Dr. Öğr. Üyesi Sümeyye Kuşakcı idi.
Etkinliğin moderatörü Prof. Dr. Mahmut Arslan; empati kurmaya çalışan bir cepheden, kadın olmanın toplumsal zorlukları üzerine girizgâh yaptı. Arslan, her ne kadar kadının iş yaşamına dahil olması yakın tarihteymiş gibi görünse de avcı-toplayıcı toplumdan bugüne kadar kadınların aslında her dönemde iş gücünün içinde yer aldığına dikkat çekti.
Dr. Öğr. Üyesi Sümeyye Kuşakcı, kadınların iş yaşamında karşılaştığı görünmez cam duvarlara dair istatistiksel veriler sundu. Kadınların aynı işleri yaptıkları erkeklere göre daha düşük maaşlar aldığını ve bunun uluslararası bir sorun olduğunu ifade etti. Ayrıca, kadınların iş dünyasında karşılaştıkları adaletsizlikleri, gerek daha en başından işe girerken gerekse terfi olanaklarında takıldıkları engelleri somut örneklerle detaylandırdı. Kuşakcı, kadın ve erkeğin iş hayatında da farklı yetenekleri yönünden birbirini tamamlayıcı şekilde var olması gerektiğini dile getirdi. Ve son tahlilde iş yaşamının her iki cins için, yani “insan” için zorluklarla dolu olduğunu vurguladı.
Günseli Kato, iş yaşamındaki cinsiyet eşitsizliğine sanatçı duyarlılığıyla farklı bir bakış açısı sundu. Kato; “Kadın isterse yönetilir, istemezse yönetilmez.” diyerek, kadınların kendi iradeleriyle toplumsal konumlarını belirleyebileceğine dikkat çekti. Kişisel deneyimlerinden yola çıkarak, Japon kültürü ve Türk kültürünü sosyolojik yönden karşılaştırdı. Görünenin ardında, aslında görünmeyen yahut bile isteye üzeri örtülen bir “kadın egemen” yapının da hem ev içinde hem de toplumda var olduğuna dikkat çekti. Ayrıca; ahlak, eğitim ve kültürün aktarımı konusunda kadınların kritik bir role sahip olduğunu belirtti.
Rektörümüz Prof. Dr. Atilla Arkan oturumun kapanış sözlerinde, “ailede ve iş hayatında iyi olma hâli”ni hedef koymamız gerektiğini vurguladı. Yeni neslin aslında yeni bir tecrübe de yaşadığını, bu anlamda iletişime açık olmanın gerekliliğini dile getirdi. Entelektüel Etkileşim Buluşmaları’nın, her şeyden önce, yaşadığımız gerçekliği iyi anlamak için önemli olduğunu ifade etti.
Sonuç olarak; bu önemli buluşma, kadının iş yaşamındaki yeri ve karşılaştığı engeller üzerine derin bir tartışma ortamı sundu ve tarafların fikirleriyle etkileşime geçmesine kapı araladı.
