İbn Haldun Üniversitesi Medeniyetler İttifakı Enstitüsü tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Medeniyetler Şurası, “Küresel Hareketlilik: Medenilik, Çoklu Anlatılar ve Tartışmalı Siyaset” temasıyla 27-29 Ekim 2023 tarihlerinde gerçekleştirildi. Süleymaniye Yerleşkemizde bulunan Salis Medresesi ve Darulkurra'da gerçekleştirilen 3 günlük etkinlikler dizisinde dünyanın dört bir yanından akademisyenler ağırlandı.
III. Medeniyetler Şurası’nın açılışında selamlama konuşmalarını yapan Rektörümüz Prof. Atilla Arkan, geçmişte meydana gelen hareketliliklerin insanların daha iyi ve güzele ulaşma dürtüsüyle bağlantılı olduğunu ifade ederek küresel hareketliliğin tarihinin insanlık kadar eski olduğuna değindi. Prof. Arkan, yaşadığımız yüzyıldaki küresel hareketliliklerin geçmişe nazaran çoğalmasının sebepleri olarak ulaşım ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve adına hareketlilik denen şeyin turizm kapsamında doğrudan bir tüketim ekonomisine dönüşmüş oluşundan bahsetti.
Arkan, göç destanları, fetihler ve yayılmacı politikaların oluşturduğu tarihin, aslında bir anlamda hareketliliğin kendisinin tarihi olduğuna değinirken kimlik ve vatandaşlıkla ilgili sorunlar ve oluşan paradoksların da eski kadim hikâyenin yeni yüzleri olduğunu vurguladı. Arkan, küresel hareketliliğin tüm perspektiflerden anlaşılmasının politikacılar, akademisyenler ve toplumun geneli için elzem olduğunu ifade ettiği konuşmasının sonunda, Şura'ya katkı verecek tüm akademisyenlere katılımları için teşekkür etti.
Selamlama konuşmalarında Medeniyetler İttifakı Enstitüsü Müdürü Doç. Vahdettin Işık; kültürel, bilimsel ve entelektüel yetişme tarzları olarak farklı geçmişleri olan insanların birbirleriyle tanışmalarına ve deneyimlerini paylaşmalarına sebep olan küresel hareketliliğin eş zamanlı olarak kültür, değer, dini kavram ve uygulamaların harmanlanmasının sonucunda “melez kimlik” olarak tabir edilen bir olguyu doğurduğuna değindi. Doç. Işık, Batı’nın kültürel hegemonyası sonucunda kendi geleneğimizin ürünü olmayan pek çok Batılı kavram, kurum ve formların gitgide daha fazla hayatımızda yer aldığına dikkat çekti. Işık, III. Medeniyetler Şurası’nın çok uluslu şirketlerin diğer ülkelerdeki ucuz işgücünü sömürmek, kültürel hegemonya, artan üretim ve kaynak çıkarımı dolayısıyla çevresel sorunları da pekiştirdiğini eklediği küreselleşme konusunda söz konusu meselelerin müzakere edilmesine imkân sağlayacağına dair dileklerini dile getirerek konuşmasını organizatörler, öğrenciler ve destek veren tüm çalışanlara teşekkür ederek sonlandırdı.
Şuranın açılışında Leiden Üniversitesi’nden konuğumuz Prof. Jan Art Scholte; Gazze dahil dünyanın birçok yerinde uygulanan ablukadan dolayı küresel hareketliliğe erişimin mevcut olmadığını vurguladığı konuşmasında, dünyanın insanların birbirlerini bulmaları ve iletişim kurmaları için en geniş sosyal saha olduğundan bahsetti. Küresel hareketliliğin bedenler, nesneler ve düşünceler aracılığıyla sağlandığına değinen Prof. Scholte, Batıcılık ve Modernizm ile birlikte düşünülen bir kavram olduğu için antipati uyandıran bir kavram olan küreselliğin, “Black Lives Matter” gibi fikri hareketleri de kapsadığını ifade ederek konuşmasını sonlandırdı.
Beyrut Amerikan Üniversitesi’nden Prof. Sari Hanafi ise, yarısı tek başına geçtiğimiz yıldaki mültecilere ait olan dünya üzerindeki toplam mülteci sayısının 78.5 milyon oluşu, mültecilerinin %74’ünün Arap bölgesinden gelmesi ve 15 milyon devletsiz insan gibi sayılar üzerinden küresel figürlerin günümüz itibariyle alarm verdiğine dikkat çekti.
Denizin artık yeni bir jeopolitik dayanışma alanı olarak benimsendiğine değinen Prof. Hanafi, siyaset ve göçün araçsallaştırılması ve din, entegrasyon ve kimlik politikalarındaki şekillenmeleri de son yıllardaki savaşlar ve çatışmaların sonucu olarak sıraladığı konuşmasında, günümüzü insanların asimile olmaya yahut toplumsal izolasyona itildiği kimlik politikaların yükseliş çağı olarak tanımladı.
Hanafi, silah satışı ile terörizm ve teröre yönelik devlet destekli şiddetin son bulmaması halinde küresel iç savaş ve kendi kendini gerçekleştiren kehanet olarak adlandırdığı medeniyetler çatışmasının kaçınılmaz olduğunu ifade ederek konuşmasını sonlandırdı.
III. Medeniyetler Şurası, “göçmenlik yüzyılı” olarak adlandırılan 20. yüzyıl sonrasında Suriye iç savaşı, Filistin olayları ve Arap Baharı gibi toplumsal krizler ekseninde günümüzün en öne çıkan kavramlarından biri haline gelmiş olan küresel hareketliliği, dünyanın dört bir yanından alanında uzman akademisyenlerce medenilik, çoklu anlatılar ve tartışmalı siyaset kapsamında ele almayı amaçladı.
Küresel hareketlilik teması altında 3 gün boyunca çoğu eş zamanlı 14 oturum ve atölyenin düzenlendiği Şura'da; İslami translokalite, ilim ağları, Mısır, Suriye ve Gazze’deki durumların değerlendirilmesi, ilkim değişikliği, sağlık sektörünün silahsallaştırılması ve mülteci politikası gibi pek çok konu ele alındı.
"Küresel Hareketlilik: Medenilik, Çoklu Anlatılar ve Tartışmalı Siyaset" temalı III. Medeniyetler Şurası, 29 Ekim Pazar günü gerçekleştirilen kapanış değerlendirmelerinin ardından sona erdi.