Doç. Dr. Enis Doko’nun “Fizik, Matematik ve Teolojide Estetik” başlıklı seminerinin üçüncü oturumu ile başlayan program, Prof. Dr. Halil Berktay’ın “Batı Estetiğinde Üç Büyük Değişim: Rönesans, 19. Yüzyıl, 20. Yüzyıl” başlıklı seminerinin üçüncü oturumu ile devam etti. Öğle arasının ardından Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç’ın “İslam Tasavvuf Düşüncesi ve Estetik” başlıklı seminerinin ikinci oturumu gerçekleştirildi.
Hocalarımızın seminerleri ile başlayan program, İbn Haldun Akademi Kapanış Programı ve Ödül Töreninin ardından Hattat Hüseyin Kutlu’nun “İslam Medeniyetinde Mushaf Geleneği" başlıklı Kapanış Dersi ile sona erdi.
Doç. Dr. Enis Doko “Fizik, Matematik ve Teolojide Estetik” başlıklı seminerinin üçüncü oturumunda teoloji ve estetik konularını ele aldı. İlk olarak doğada bulunan güzelliğin ve bu güzelliğin tâbi olduğu yasalardan söz ederek başlayan Doko, doğada bulunan ve bozulamayan güzellik ve düzenliliklerin matematiksel yasalarla ifade edilebilir olduklarını ve bu yasaların da içerisinde güzelliği barındırdıkları oranda doğru olduklarından bahsetti. Matematik ve fizik kuramları kendi başlarınayken de güzellik barındıran konular oldukları için doğada güzellik ile iç içe geçmiş bulunan hallerinin de insana estetik zevk veriyor olduğunu ekledi. Doğadaki güzelliğin, yasaların yanı sıra simetriden de etkilendiğini ekleyerek bu simetrinin de fizik yasaların ile bağlantılı olduğuna ve bu yasalar tarafından korunduğuna değindi. Daha sonra zamana ya da mekâna göre değişmeyen matematiksel ve fiziki yasaların aslında teizm ile doğrudan alakası olduğunun altını çizerek estetiğin teoloji ile ilişkisini ele almaya başladı.
Doğa yasalarında açığa çıkan güzelliğin Allah’ın tecellisi olduğunu ve tevhidi doğruladığını söyleyerek güzellik ile teizm arasında sıkı bir bağ olduğunu söyledi. Fizik yasalarının üstün bir sanatçının eseri oldukları için güzel olduklarını, doğaya şekil veren temel fizik yasalarında güzellik görmemizin tanrının varlığı ile ilgili güçlü bir argüman teşkil ettiğini ve güzelliğin Allah’ın varlığı ile ilgili delil teşkil ettiğini aktardı. Öte yandan ateistlerin “güzellik subjektiftir” diyerek bu düşüncelerden sıyrıldıklarını söyleyen Doko, bir tarafta tanrı inancı diğer tarafta evrenin kendi kendine ortaya çıkmasının söz konusu olduğunda teizmin çok daha mantıklı görünmesinin gerekçelerinden söz ederek; fizik yasalarında matematik olmasını ve bu matematiğin güzelliğin kaynaklarından biri olması ile evrene baktığımızda doğa yasalarını güzel bulmamızı teizm haricindeki diğer önerilerin açıklayamayacağını belirtti.
Prof. Dr. Halil Berktay “Batı Estetiğinde Üç Büyük Değişim: Rönesans, 19. Yüzyıl, 20. Yüzyıl” başlıklı seminerinin üçüncü oturumunda, önceki haftalarda ele aldığı Hristiyanlık ve bu inancın niçin ve nasıl Hz. İsa etrafında döndüğünü, bu durumun Hristiyan sanat eserlerine nasıl yansıdığını ve Hz. İsa’nın hayatından çeşitli epizodların nasıl tekrar tekrar sanat ile resmedilmesinin ardından Orta Çağ’ın sonunda gelen bir geçiş dönemi olan Rönesans’ta bu durumun nasıl değişmeye başlıyor olduğunu ele alacağını söyleyerek sözlerine başladı. İlk olarak bir geçiş dönemi olan Rönesans’ta, sanat eserlerinde yaşanan değişimlerin etkilerinin iki farklı biçimde görüldüğünü aktardı. Bunlardan ilkinin; dini konuların işleniş tarzı değişip dünyevileşip insanileşerek işlenmeye başlanması, figür ve kişiler gerçek insanlar olmaya başlaması; ikincisinin ise din dışı konuların çoğalması olduğunu aktardı. Daha sonra Avrupa Sanat Tarihinin çeşitli aşamalarından söz ederek bu din dışı konuların nasıl çoğaldığını ele alarak bu durumun sadece görsel ve plastik sanatlarda değil; müzikte ve edebiyatta da olduğunu aktardı. Ardından sanat alanında yaşanan konu çeşitlenmesi ve din dışı alanın genişlemesinin nasıl ve hangi sosyal temelden etkilenerek ortaya çıktığını anlamak için Rönesans sanatını doğuran sosyo-ekonomik yapıyı ve tarihsel gelişmeleri ele aldı. İtalya’da ortaya çıkmasının nedenlerinden bahsederek dönemin siyasi rekabetinin, kültürel alana da yansıyarak sanat alanındaki üstünlük rekabetini de beraberinde getirdiğinden bahsetti. Son olarak Rönesans ile sanat alanında yer verilmeye başlanan yeni konuları görseller üzerinden ele alarak örneklendirdi.
Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç “İslam Tasavvuf Düşüncesi ve Estetik” başlıklı seminerinde, ilk olarak her sanatçıda bulunması gereken teknik manada yeteneğin yanı sıra, sanatçının duygu dünyası ve dışa vuracağı, etkilendiği bir nesne olması gerektiğini; bizim geleneksel sanatçılarımızı besleyen, bol miktarda malzeme veren sahanın da tasavvuf ve tasavvufi konular olduğunu aktararak sözlerine başladı. Özellikle şiir ve edebiyat alanlarında bir şairin ve yazarların kullandıkları malzemelerin çoğunu tasavvuftan aldığının görüldüğünü belirttikten sonra bu durumun neden diğer ilmi alanlarında değil de tasavvufta daha çok ortaya çıktığı üzerine konuştu. Tasavvuf ilminin ele aldığı konuların fıkıh, hadis, kelam gibi diğer ilimlere kıyasla metafizik konular olduğunu ve sanatta metafizik konulara yer verilirken daha çok sembolik ifadeler kullanıldığını belirtti. Ardından, “Ölümlü olan bedeni değil ölümsüz ruhu önemseyen konuları bir hayat felsefesi haline getiren mekanizmaya ihtiyaç duyuyoruz, bu da bizi tasavvufa götürüyor.” diye ekledi. Daha sonra sembolik anlatıların tasavvuf eğitimindeki yerinden ve bu sembollerin barındırdığı kul-Allah ilişkisini ele alarak bir ayeti sadece okuyup geçmek ile o ayetin oluşturan harflerden yola çıkarak bir sanat eseri oluşturmayı kıyaslayarak hat sanatı ile örneklendirerek açıkladı. Sadece ilim dalı olmak ile ilim dalını sanatlaştırmak, hayatı estetize etmek için başka filtrelere ihtiyaç olduğunu, bir filtreden geçmesi gerektiğini söyleyerek bu filtrenin bizim medeniyetimizde tasavvufun gördüğü bir işlev olduğunu ifade etti. Son olarak, bu süreçte en önemli olanın doğru kaynaktan beslenmek ve kaynakları doğru anlamak olduğunun altını çizerek İslam alimlerinin uzun yıllar boyunca doğru kaynaklardan beslendikleri için İslam’ı estetize edip estetik İslam anlayışı oluşturabildiklerini belirtti.
Hattat Hüseyin Kutlu “İslam Medeniyetinde Mushaf Geleneği” başlıklı kapanış dersinde, kağıdından boyasına kadar yerli olarak en dayanıklı kâğıt örnek alınarak yapılan İstanbul Mushaf’ını ve hazırlanış sürecini anlattı. Asr-ı Saadet’ten günümüze kadar bütün İslam coğrafyasında, 14 asır boyunca İslam sanatkarları ve onları destekleyenlerin ne kadar hünerleri varsa hep Mushaf-ı şerif üzerinde yoğunlaştırmış ve bir Mushaf medeniyeti ortaya çıkarmış olduklarından söz etti. Ancak 14 asır boyunca ince ince örülmüş bir medeniyet, bir sanat deryası olan bu eserlerin günümüzde sadece müzelerde sergilenirken görülebiliyor olduğundan bahsetti
Daha sonra, bu Mushaf medeniyetini dünyaya duyurmak ve hatırlatmak gayesiyle hazırladıkları İstanbul Mushafı’nı Asr-ı Saadet’ten günümüze kadar bütün İslam coğrafyasında sanatlı yazılmış ne kadar Mushaf varsa alan çalışması yaparak hepsinden örnekler toplayıp incelediklerini, eserleri incelediklerinde 10 farklı dönem olduğunu fark edip hazırladıkları Mushaf’ı buna göre 10 farklı cilde ayırdıklarını belirtti. Her dönemin en müstesna Mushaflarından örnekler alarak ve dönemlerin yazı çeşitleri, tezhip formu, sayfa düzeni gibi özellikler başta olmak üzere özelliklerini göz ardı etmeden yeni tasarımlar yapıldığını söyledi. Son olarak, 10 farklı cilt olmak üzere bir Mushaf’ta topladıklarını anlattığı bu özellik ve tasarımları, İstanbul Mushafı’nın ince ince işlenmiş detaylarını, her cildinden çeşitli bölüm ve sayfalardan örnekler ile gösterdi.
İbn Haldun Akademi 1. hafta: https://www.ihu.edu.tr/tr/ibn-haldun-akademi-bahar-seminerleri-nin-ilk-haftasi-yogun-bir-katilimla-tamamlandi
İbn Haldun Akademi 2. hafta: https://www.ihu.edu.tr/tr/ibn-haldun-akademi-de-islam-dusuncesi-sehir-ve-sinema-baglaminda-estetigi-konusmaya-devam-ediyoruz
İbn Haldun Akademi 3. hafta: https://www.ihu.edu.tr/tr/ibn-haldun-akademi-de-islam-dusuncesi-sehir-ve-sinema-baglaminda-estetik-son-kez-ele-alindi
İbn Haldun Akademi 4. hafta: https://www.ihu.edu.tr/tr/ibn-haldun-akademi-de-bu-hafta-felsefe-tarih-tasavvuf-ve-dogu-estetigi-konusuldu
İbn Haldun Akademi 5. hafta: https://www.ihu.edu.tr/tr/ibn-haldun-akademi-de-bu-hafta-estetigin-fizik-matematik-sanat-tasavvuf-ve-guzellik-ile-iliskisi-konusuldu
Detaylı bilgi: https://ibnhaldunakademi.com