Yükleniyor, lütfen bekleyiniz.

Entelektüel Etkileşim Buluşmaları'nda “Ülkelerin Yükselişi ve Düşüşü” Konusu Tartışıldı

26.02.2025
Entelektüel Etkileşim Buluşmaları'nda “Ülkelerin Yükselişi ve Düşüşü” Konusu Tartışıldı
İktisat ekseninde eleştirel bir tartışma ortamının sunulduğu II. Entelektüel Etkileşim Buluşmalarında, Daron Acemoğlu ve James A. Robinson’nun Ulusların Düşüşü eseri bağlamında, ülkelerin yükseliş ve çöküş nedenleri ele alındı.

Entelektüel Etkileşim Buluşmalarının ikincisi, “Ülkelerin Yükselişi ve Düşüşü: Sebepler ve Sonuçlar - Daron Acemoğlu’nun Ulusların Düşüşü Eseri Bağlamında Bir Tartışma” konusuyla, 25 Şubat Salı günü 14.30-16.30 saatlerinde, Ömer Faruk Harman Konferans Salonu (İTBF Amfi)’nda düzenlendi. 

Prof. Dr. Hasan Vergil’in sunuş konuşması ve Doç. Dr. Özgün Burak Kamacı’nın moderatörlüğünde gerçekleşen etkinliğin konuşmacıları Doç. Dr. Adem Levent ve Dr. Öğr. Üyesi Sinan Ataer idi. Programın kapanış konuşmasını ise Rektörümüz Prof. Dr. Atilla Arkan yaptı. 

Oturumun ana tartışma ekseni Daron Acemoğlu ve James A. Robinson tarafından yazılmış ve 2012 yılında yayımlanmış Ulusların Düşüşü (Why Nations Fail: The Origins of Power, Prosperity, and Poverty) adlı çalışma olup, bu çalışmanın iktisat bilimine katkısı ve aksayan yönlerinin eleştirisi üzerine kurulu idi. Nitekim, Entelektüel Etkileşim Buluşmalarının amacının, eleştirel düşünceye katkı sağlamak olduğunu programın kapanış konuşmalarında Rektörümüz Prof. Dr. Atilla Arkan da vurguladı. 2024’te Nobel ödülü de kazandıran çalışmada, ulusların ekonomik başarı veya başarısızlıklarının temel nedenlerinin araştırıldığı ve bu farklılıkların büyük oranda kurumların yapısına bağlı olduğunun savunulduğu dile getirildi. 

 “Bazı ülkeler neden zengin, bazıları ise neden fakir?” sorusu merkeze alınarak, ülkelerin yükselişine -ve düşüşüne- dair hipotezler, ülkeler arasındaki gelir farkı nedenleri sıralandı: 

  1. Coğrafya hipotezi: ABD ve Meksika örneği vd.
  2. Kültür hipotezi: Güney Kore-Kuzey Kore örneği vd. 
  3. Cehalet Hipotezi
  4. Kurumlar Hipotezi 

Ülkelerin çöküşünü ne engelleyebilir? İstikrarlı bir gelişme için hangi politikalara ihtiyaç vardır?.. Göstergelerin ötesindeki sebepleri anlamamıza yardımcı oluyor aslında “kurumlar hipotezi”. 

Oturumun moderatörü Doç. Dr. Özgün Burak Kaymakçı (İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, İktisat Bölümü, İktisat Politikası Ana Bilim Dalı), Ulusların Düşüşü kitabının yanında Acemoğlu’nun diğer çalışmalarına, bilhassa The Narrow Corridor: States, Societies, and the Fate of Liberty’de dile getirdiği düşüncelere değinerek Dar Koridor konseptinden bahsetti. Ayrıca Acemoğlu’nun çalışmasında, kitabı birlikte hazırladığı ekip arkadaşının özellikle yüklü bir tarihsel referans-kaynakça dökümü sağlaması ve bunun kitaba kattığı değere vurgu yaptı. Ulusların Düşüşü ’nün aslında iktisat biliminde bir ilk olmadığı, örneğin Adam Smith tarafından yazılan Ulusların Zenginliği (The Wealth of Nations) kitabının bu çalışma için önemli bir öncü ve referans kaynağı oluşturduğunu ifade etti. Kaymakçı hem sunumlar esnasındaki katkıları hem de tarafların sunumları sonrasında yaptığı genel değerlendirmede dile getirdiği düşünceler ve zikrettiği isimler/terimler/eserler ile dinleyicilerin zihninde yeni ufuklar açtı. 

Doç. Dr. Adem Levent (Bursa Uludağ Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Tarihi Anabilim Dalı); iktisadî düşünce tarihi panoraması çizerek bir milleti diğerinden zengin veya yoksul kılan örüntülere, Adam Smith’in kullandığı commercial society terkibine, kapitalizm kelimesini ya da iktisat, yani economicsi kullanmamasına vurgu yaptı. A. Smith’in İskoç Aydınlanmasının önemli bir ismi olduğuna, aynı zamanda bir ahlak felsefecisi olduğuna, Ahlakî Duygular Teorisi (The Theory of Moral Sentiments) kitabına, İskoç Aydınlanmasının Fransız Aydınlanmasından farkına, “duygudaşlık-sempati” terimlerine, Astronomi Tarihi (History of Astronomy) kitabına ve 19. yy.’da Almanların Adam Smith’e yönelik itirazlarına (Das Adam Smith Problem) ve sosyolojik tartışmalara, iktisadın politics economics’e dönüşümüne değindi. A. Smith, milletlerin zenginleşmesini “endüstri” ile açıklıyor. Burada endüstrinin tamamen “üretimle” alakalı olduğuna dikkat çekiyor. Levent, ayrıca “metafizik”e, kategorilerine ve hatalı kullanımına; neo-klasik iktisat kullanımı ve eleştirilerine değindi ve Thorstein Veblen, Ernst Jünger gibi isimleri de andı. 

Dr. Öğr. Üyesi Sinan Ataer (İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü), Acemoğlu’nun kitabında yüzde yüz özgün bir teori ortaya koymadığını, Hayek’i eleştirdiğini fakat Hayek’i eleştirirken gücün kimin elinde olduğu gibi mevzuları es geçtiğini; yine Acemoğlu’nun yukarıda zikredilen Dar Koridor konseptini, makalelerdeki “nedensellik çıkarımlarının önemi”ni ve son tahlilde kitabın bize neler söylediğini ve neler söylemediğini örneklerle açıkladı. 

Fukuyama’nın Güven [Sosyal Erdemler ve Refahın Yaratılması] kitabı; Hume, Weber ve “rasyonalite” kavramı, ekonominin neredeyse feminizm ve cinsiyet çalışmaları ortaya çıkana dek uzun yıllar “koca işi” olarak kullanıldığı -Aristo vd.- ve feminizmin yükselişiyle birlikte bu terkibin ortadan kalkmaya başladığı, Nobel Ödülü objektifliği ve bu ödülün iktisat bilimine verilme macerası/nedenleri, kitapta tarihi gerçeklikle uyuşmayan şeyler olduğu, ontolojik bir bakış farklılığı ile “indirgemecilik”… tartışma sonundaki katkılar ve sorular yoluyla değinilen meseleler arasındaydı. 

Sonuç olarak tartışma; en önemli Acemoğlu-Robinson eleştirisinin kitabın fazla Avrupa merkezli bir bakış barındırdığı, dünyanın tek bir medeniyet algısından müteşekkil olmadığını gözden kaçırdıkları, tarihsel olarak varılan sonucun birçok şeyi göz ardı ettiği, Nietzsche’nin “Tanrı öldü!” deyişi ve bunun ardında barındırdığı esas anlamlar ile “Homo-economicus”un ortaya çıkışına bağlanarak; söz, kapanış konuşmalarını yapmak üzere Rektörümüz Prof. Dr. Atilla Arkan’a bırakıldı.  

Rektörümüz Prof. Dr. Atilla Arkan; bu etkinliklerin amacının sosyal bilimlerin farklı alanlarından araştırmacılarla muhtelif konuları tartışmak olduğunu, entelektüel birikimle birlikte içinde bulunduğumuz dünyayı anlamak ve iyi bir eleştiri yapabilmek olduğunu vurguladı. Ayrıca felsefe nazarından da tartışılan meselelere katkıda bulundu: Güç denen şeyin de çok katmanlı olduğunu; ekonominin, sanayinin ve savunma sanayisinin gelişmesini de içerdiğini, tarihin bazen birkaç sayfaya sığdırılarak denli basit bir şey olmadığını ve bu anlamda Entelektüel Etkileşim Buluşmalarının bundan sonra da devam edeceğini ifade ederek, gelecek etkinliklerde görüşmek üzere dinleyicilere, konuşmacılara ve etkinlikte emeği geçenlere teşekkürlerini sundu.

Fotoğraflar