Meşhur tarihçi, sosyolog, filozof, siyaset ve devlet adamı İbn Haldun (1332 – 1406), asıl olarak, İslâm ve hatta dünya düşünce tarihinin en özgün eserlerinden biri olan Mukaddime’deki kendisine has fikir ve metotlarıyla sonraki nesiller üzerinde derin etkiler bırakan bir âlimdir. Tarih ve toplumun kanunları içerisinde hareket eden beşerî iradenin ürünü olan medeniyeti, müstakil bir ilmin konusu haline getirme çabası İbn Haldun’a aittir.
O, Endülüs’ten Fas’a, Mısır’dan Suriye’ye çok dinli, çok kültürlü ve çok medeniyetli toplumlarda yönetici ve aydın elitin parçası olarak yaşayan bir toplumbilimci olarak, medeniyetleri ve medeniyetler arası ilişkileri iç ve dış dinamiklerle açıklayan, değişme ve çatışma eksenli ilişkisel bir medeniyet kuramı sunmuştur. Dolayısıyla çok medeniyetli bir toplumsal düzenin tartışmasız bir veri olarak alındığı Mukaddime ile medeniyetsel çoğulculuğa dayalı bir yaklaşımın öncüsü olan İbn Haldun’un “umran ilmi”, küresel çağda medeniyetler arası ilişkileri anlamada ve çok medeniyetli çağdaş toplumsal tecrübeyi anlamlandırmada kullanılabilecek önemli bir potansiyele sahiptir.
Farklı medeniyetlerle bir arada yaşamaya olumlu yaklaşan İslam medeniyetinin yetiştirdiği bir öncü âlim olarak İbn Haldun, küreselleşen dünyada çok medeniyetli bir dünya düzeninin kuramsal zeminini oluşturma konusunda çaba harcayanlara sağlam bir teorik zemin sunmaktadır.
İbn Haldun’un medeniyet kuramıyla medeniyetlerin nasıl işlediği empirik olarak anlayıp, küreselleşmenin ortaya çıkardığı medeniyetler arası ilişkilerin yeni düzeni tekrar anlamaya çalışılmalıdır. Mevcut medeniyet anlayışları ve medeniyetler arası ilişkilerin geleceğine dair kuramlar yerine, İbn Haldun bize bütün medeniyetleri koruma altına almayı amaçlayan açık medeniyet anlayışını yansıtan bir bakış açısı sunmaktadır.
İbn Haldun’un Kısa Hayat Hikayesi:
İbn Haldun’un tam künyesi Ebû Zeyd Veliyyüddîn Abdurrahmân b. Muhammed b. Muhammed b. Muhammed b. Hasen el-Hadramî el-Mağribî et-Tûnisî’dir. 1 Ramazan 732’de (27 Mayıs 1332) Tunus’ta doğan İbn Haldun, aslen Yemen’in Hadramut bölgesinden olduğu için Mukaddime’de Hadramî nisbesini kullanmış, Tunus’ta doğmuş olması sebebiyle Tûnisî, hayatının büyük kısmını Kuzey Afrika’da geçirmesi dolayısıyla Mağribî nisbeleriyle de anılmıştır.
İbn Haldûn’un ataları, Endülüs’ün fethi sırasında buraya gelip Karmûne (Carmona) şehrine yerleşmişlerdi. Bu aileden Endülüs’e ilk gelen Hâlid b. Osman b. Hânî’dir. Hâlid ed-Dâhil olarak da bilinen Hâlid’in ismi Endülüs’te âdet olduğu üzere saygı ifadesi olarak “Haldûn” şeklinde söylenmeye başlanmış, onun soyundan gelenler de Benî Haldûn diye tanınmıştır. Karmûne’de bir süre ikamet eden Haldûnoğulları, daha sonra yerleştikleri İşbîliye’de (Sevilla) ve ardından Endülüs’teki siyasi belirsizliklerden dolayı yerleştikleri Tunus’ta saygın bir aile olarak tanınmışlar, Endülüs’te ve Kuzey Afrika’da siyasî ve ilmî alanda önemli rol oynamışlardır. Kastilya kralı müslümanların elinde bulunan şehirleri işgale başlayınca kendilerine güvenli bir yer arayan Benî Haldûn, Hafsîler’in merkezi olan Tunus’a yerleşti.
Başta babası olmak üzere Muhammed b. Arabî el-Hasâyirî, Muhammed b. Şevvâş ez-Zerzâlî, Ahmed b. Kassâr, Muhammed b. Bahr, Muhammed b. Câbir el-Vâdîâşî gibi âlimlerden Arap dili ve edebiyatı konusunda dersler alan İbn Haldun, Muhammed b. Abdullah el-Ceyyânî, İbn Abdüsselâm el-Hevvârî, Muhammed el-Kasîr ve Muhammed b. Süleyman es-Sattî gibi âlimlerden fıkıh; Ebû Muhammed Abdülmüheymin el-Hadramî’den hadis ve siyer, Ahmed ez-Zevâvî’den kıraat, Muhammed b. İbrâhim el-Âbilî’den fıkıh usulü, kelâm, mantık, felsefe ve matematik dersleri aldı. Tunus, Fas ve Endülüs’te çeşitli devlet kademelerinde görev alan İbn Haldun, aynı zamanda kütüphanelerde ilmî çalışmalarını ilerletirken, birçok âlimden de istifade etti. Çeşitli zamanlarda göçebe Arap kabilelerini yakından gözlemleme fırsatı da bulan İbn Haldun, Benî Arîf kabilesinin yanında iken, Benî Tûcîn beldesindeki İbn Selâme Kalesi’ne yerleşerek burada dört yıl sakin bir hayat yaşadı, el-ʿİber adlı tarihini yazmaya başladı. el-ʿİber’in birinci kitabını oluşturan ünlü Mukaddime’sinin müsveddelerini 1377 yılında tamamladı.
Hayatının ilk yirmi yılını Tunus’ta, yirmi altı yılını Cezayir, Fas ve Endülüs’te, dört yılını yine Tunus’ta, son yirmi dört yılını da Kahire’de geçiren İbn Haldûn iyi bir eğitim görmüş, küçük yaştan itibaren ilim ve fikir hayatına ilgi duymuş, aynı zamanda bir siyasetçi olarak Merînî, Hafsî ve Abdülvâdî hânedanlarının yönetiminde bazan sultan ve emîrler kadar etkili olmuştur. Diğer taraftan sık sık kabileler arasında dolaşarak bedevî kabile hayatını yakından tanımış, fırsat buldukça da ilim ve öğretimle meşgul olmuştur. Ünlü Mukaddime’sini böyle bir bilgi ve deney birikimiyle kaleme almıştır.